-
1 ipe çekmek
v. hang, string up, truss, halter -
2 ipe çekmek
to hang, to string up -
3 ip
верёвка (ж) при́вязь (ж)* * *1.1) верёвкаip atlamak — пры́гать че́рез верёвочку / скака́лку
iple bağlamak — свя́зывать верёвкой
çekme ipi — букси́рный трос / кана́т
dağ ipi — альпини́стская верёвка
paraket ipi — мор. лагли́нь
2) диал. ни́тка, нитьipe dizmek — нани́зывать на нить
3) разг. сме́ртная ка́знь че́рез пове́шение2.ipe çekmek — пове́сить / казни́ть кого
ip merdiven — верёвочная ле́стница
ip süpürge — шва́бра
••- iple çekmekip inceldiği yerden kopar — посл. где то́нко, там и рвётся
- ipi çözmek
- ipi... eline geçmek
- ipleri... elinde olmak
- ipe gelesice!
- ipe gitmek
- ipini kırmak
- ipi koparmak
- ipten kuşak kuşanmak
- onun ipiyle kuyuya inilmez
- ipe sapa gelmemek
- ip takmak
- ipin ucunu kaçırmak
- ipe un sermek -
4 ip
ip atlamak Seil springen;ip cambazı Seiltänzer m;ip kaçkını Galgenstrick m, Landstreicher m;ip merdiven Strickleiter f;-i ipe çekmek jemanden henken, hängen;ipe gelesi(ce)! hol ihn der Henker!;-i ipe sermek (Wäsche) aufhängen;ipe un sermek Ausflüchte machen, nach einer Ausrede suchen;ipi kırık fam Penner m;ipi kırmak fam sich verdrücken;(-in) ipi(ni) koparmak loslaufen;ipi sapı yok zusammenhanglos(es Zeug);ipin ucunu kaçırmak nicht Maß halten können;-in ipini çekmek jemanden an die Kandare nehmen, zurechtweisen;ipini kırmak außer Rand und Band geraten;-i iple çekmek Stunden zählen, nicht abwarten können, herbeisehnen;ipten kuşak kuşanmak fig auf den Hund kommen -
5 ip
ip s1) Seil nt; (\ip merdiven) Strick m3) Strang mbirini \ipe çekmek jdn erhängen4) (çamaşır \ipi) Leine f5) (çırpı \ipi) Schnur f
См. также в других словарях:
ipe çekmek — asarak öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayrak çekmek (veya asmak) — bayrağı bir direğe veya ipe takmak Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
ip — is. 1) İplik Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. N. Cumalı 2) mec. Asarak öldürme cezası Birleşik Sözler ip cambazı ip iskelesi ip merdiven ip torba ipucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük